Yemek hizmet alımında kalite düşüşünü ve artan yolsuzluğa karşı bu alanda hizmet alanlar ne yapmalı sorusuna Catering Türkiye muhabiri Aslı Özgül Gökdemir, Kılıç Hukuk ve Danışmanlık Ofisi Kamu Yönetim Uzmanı İlyas Kılıç‘a sordu.
Ülkemiz, ekonomik kriz ile baş etmeye çalışıyor. Enflasyon, işsizlik ve döviz kurundaki yükseliş devam ediyor. Bu durum en çok; belirli süreli, sabit fiyatla sözleşme imzalayan taahhüt şirketlerini etkiliyor. Yemek girdi maliyetleri yükselirken, şirketlerin aldıkları hakedişler sabit kalıyor. Şirketler gün geçtikçe daha da zor durumda kalıyorlar.
Kurumsal olmayan, kötü niyetli birçok firma, ayakta kalmak için kaliteden ödün veriyor. Çok daha kötüsü ise orijinal malzeme yerine sağlıksız ve kaçak ürünler kullanıyorlar. Örneğin son zamanlarda savcılıklara iletilen suç duyuruları ve mahkeme kararlarından da anladığımız kadarıyla, yemeklerde;
- Sığır eti yerine kaçak yollarla kesilen inek, yaşlı ve hastalıklı hayvan, eşek ve at eti yedirildiği,
- Koyun Eti yerine, keçi, domuz vb. hayvan etlerinin verildiği,
- Sucuk, sosis ve salam gibi ürünlere, kanatlı hayvan eti karıştırıldığı,
- Çay ve Kimyon, Karabiber, Kırmızı Biber gibi baharatlara orijinal olmayan maddelerin katıldığı,
- Zeytinyağı yerine farklı karışımda yağların yedirildiği,
- Orijinal ürün yerine, sahte etiket ve ambalaj düzenlenerek, merdiven altı sağlıksız ürünlerin piyasaya sürüldüğü, anlaşılmaktadır.
Yukarıda sayılan ahlak dışı işlemler, maalesef hazır yemek alan okul, yaşlı bakımevi, hastane, hapishane gibi kamu kuruluşlarında sıklıkla görülmeye başlandı. Bunun nedeni ise;
- Kamu Alımlarında belirli süreli ve sabit fiyattan alım yapılması,
- Zarar edeceğini anlayan yüklenicinin, kârını düşürmemek için alternatif yollara başvurması,
- Bazı Kamu Kuruluşlarının muayene ve kabul işlemlerine önem vermemesi, kalifiye eleman çalıştırmamasıdır.
Özetle, yemek hizmeti sunan taahhüt şirketinin yöneticileri eğer kar etmeyi kafasına koymuşsa, hizmet sunduğu kamu kurum ve kuruluşlarına ahlaki olarak kalitesiz yemek vermeyi göze alacaktır. Bu tür kötü niyetli firmalara karşı alınacak önemli tedbirler bulunmaktadır.
Bunlar:
- İhale ve sözleşme dokümanlarını çok iyi hazırlayarak, yüklenicilerin verdiği ürünlerden alınan numunelerin, düzenli ve kesintisiz olarak Resmi Laboratuvarlara gönderilmesi sağlanmalıdır.
- Numune alınması işlemi değişik tarihlerde, yükleniciye önceden haber verilmeden yapılmalıdır. Numuneler, yüklenicinin teslim ettiği tüm partiyi temsil edecek şekilde alınmalı, etiketlenip, mühürlenmelidir.
- Fiziksel muayenelerde mutlaka Veteriner Hekim ve Gıda Mühendisi bulundurulmalıdır. Muayene kabul
komisyonlarına bilgili kişilerin görev alması sağlanmalıdır. - Yüklenici et teslim ettiğinde, etlerin mühürlü ve ambalajlı olup olmadığı ile kesim raporları ve resmi belgeler aranmalıdır. Bu belgeleri düzenleyen kurumlarla da belgenin doğruluğu teyit edilmelidir.
- Her türlü et, haşlanmadan ve kötü koku gelip gelmediği anlaşılmadan kabul edilmemelidir.
- Et ürünlerinin depolama şartları ve soğuk zincirinin tüketiciye ulaştırılana kadar muhafaza edilip, edilmediği araştırılmalıdır.
- Çay ve Baharatların ambalaj ve etiketleri kontrol edilmeli, düzenli olarak üretici firmalarla, etiket ve üretim bilgileri teyit edilmelidir. (Detaylı bilgi için Bkz: Kamu Alımlarında Muayene ve Kabul İşlemleri- Seçkin Yayınevi)
Kalitenin düşürüldüğü, yiyeceklerimize dahi yolsuzlukların bulaştığı günümüzde, fırsatçı ve ahlak yoksunu kişilere ödün verilmemesi gerekir. Bunun için kontrol ve muayene faaliyetlerinin artırılması, kamu ihalelerin en ucuz teklif sahiplerine verilmemesi şarttır. Aksi durumda, gıdalardan geçtiği anlaşılan Şarbon, Salmonella, Verem, Kanser ve benzeri hastalıklar daha da artacak, yaşam kalitemiz giderek düşecektir.
Kaynak: Catering Türkiye ve Kılıç Hukuk ve Danışmanlık Ofisi